İklim değişikliği: “Sigorta edilememek”in eş anlamlısı mı?

30 Haziran 2017

İş camiası, gelecekte meydana gelebilecek doğa ile ilişkili risklere karşı kendisini yeterli bir biçimde sigortalayabilecek mi? Ve bir adım daha ileriye taşıyacak olursak, sigortacılar iklim değişikliğinin risk ve sonuçlarını karşılamaya hala hazır olacak mı? Riskonet’in Yönetici Ortağı Ron de Brujin, zorlukları keşfediyor ve bu blogda cevaplandırıyor.

Ülkemizdeki bir grup risk & sigorta yöneticisi, NARIM (Hollanda Risk ve Sigorta Yöneticileri Birliği) konferansında bu konuların tartışıldığı oturumlarda yer almışlardır. Bu oturumların ortaya çıkarttığı bir şey varsa, o da tüm katılımcıların bu gelişmeyi fark etmesidir. Konferansta bulunan herkes doğa ile ilgili risk ve zararların risk yönetimini çok daha karmaşık hale getirdiğini anlamaktadır.

Her çiftçi, doğanın öngörülemez olabileceğinin farkındadır. Bir fırtına mahsulü yok edebilir ve fazla yağış, dolu ve hatta yüksek sıcaklıklar bile tarım sektöründe benzersiz kayıplara yol açabilir. Nehir alanında meydana gelen sel, evler ve şirketler için bir tehdit oluşturur ve sigorta şirketlerindeki hasar departmanları fazla mesai yapmak durumunda kalırlar, çünkü özel sigortalılar ve uzmanlar çok deneyimli değiller. Siz de birkaç yıl önce sel felaketinin yaşandığı Waal Nehri kıyısındaki Beneden-Leeuwen’de dağıtım merkezi bulunan şanssız birkaç talihsizden biriyseniz…. Sigortacınız sel hasarına karşı mülkünüzü hala sigortalamak istiyor mu?

Bunlar, ısınma eğilimi, yükselen deniz seviyeleri ve iklim değişikliği doğrultusunda gelecekte daha sık meydana gelecek olgulardır. Ve sigortacılar daha fazla hasar için daha sık ödeme yapmak zorunda kalırsa, bu risk onların sigortalama isteğini etkileyecektir. Bu da dolayısıyla risk manzarasını, sigortacıların doğa ile ilgili risklere yaklaşımını ve tabii ki iş camiasında risk yönetimini değiştirecektir. Sorulacak önemli bir soru şudur: doğa ile ilgili riskler (iklim değişikliğinden kaynaklı olsun ya da olmasın) gelecekte sigortalanamayacak mı?

Danışmanlık uygulamamız, doğa ile ilgili risklerin analizi için artan sayıda talep almaktadır. Özellikle banka ve yatırımcıların anlama ve ilişkilendirme ihtiyacı giderek artmaktadır. Sigorta poliçelerinin pek çoğu doğal afetlerden kaynaklanan hasar için limitli kapsama sahiptir. Konumun niteliğine, belirli alan ve afet senaryosuna bağlı olarak bu limitler aşılabilir ve iş uzmanı, sigortalanmamış hasarla karşı karşıya kalabilir.

Doğa ile ilgili hasarların genellikle birikmeye, başka bir deyişle farklı sigortalıların hasarlarının birleşimine sebep olduğu için sigortacıların bazı hasar taleplerine limit koyması anlaşılabilir. Birikme sigortacıların finansal stabilitesini tehdit ettiğinden sigortacılar birikmelere karşı endişelidirler. Sonuç olarak tedbirli olma eğilimindedirler.

Genel anlamda “doğa olayları”nın hala büyük oranda sigortalanabilir olduğunu söyleyebilirsiniz, ancak limitler giderek zorlaşmaktadır. Sigortacılar birikme risklerine karşı temkinliler ve daha fazla soru soruyorlar.

Bilgi ihtiyaçları artmaktadır ve şirketlerdeki yatırımcılar ve varlık yöneticileri bu gerçekliğe adapte olmalıdır. Mülkler, etkinlikler, riskler ve muhtemel hasarlara ilişkin sigortacılara verilen bilgilerin önemi artmaktadır. Örneğin sellerin ya da orman yangınlarının evlerimizi ve şirketlerimizi tehdit etmesinin “olasılığı ve kapsamı” nedir?

Bu, kuruluşlardaki risk ve varlık yönetimine baskı yapmaktadır. Temkinli ve proaktif olmalıdırlar! Sigortacılar, hakkınızda, mülk hakkında ve hasarı önlemek ve sınırlamak için alınan önlemler hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istediklerini söylüyorlar. Bilgi akışı ve analizler oldukça fazla önem taşıyor.

Kuruluşlar nasıl cevap verebilir? İşlerinin düzenli olduğunu garantiye alarak. Risk yönetimine, kayıtlar oluşturmaya ve kendi vakalarını kurmaya daha fazla enerji harcamalıdırlar. Sel, deprem ve fırtına gibi afetlerle ilişkili risklerin analizi için müşterilerden her geçen gün daha fazla talep alıyoruz. “Böyle doğal bir olgudan kaynaklanan hasarın önlenmesi için alınabilecek daha fazla önlem hakkında tavsiye” de genelde buna ekleniyor. Doğru hazırlığın hasar talebi başvurusundaki stresi hafiflettiğini söylememize gerek yok.

Başka bir deyişle, risk yönetimini ciddiye alın. Karar almaya ve güçlü poliçeler oluşturmaya odaklanın. Sigortalılara karşı sorumluluğu ve izlenebilirliği arttırın. Ve son olarak, sigortalının limitlerine ve kapasitesine uygun olarak sigortaladığınızdan emin olun. Daha hazırlıklı olanlar, bir afet durumunda daha yüksek limitlerde anlaşma yapmak için daha yüksek şansla kendilerini daha iyi bir müzakere pozisyonunda bulacaklardır.

Bu alanda profesyonellik seviyesinin gelecek yıllarda artacağından eminim. Bunlar kazanılacak avantajlar. İyi risk yönetimi, iklim değişikliği ve doğa ile ilgili herhangi bir hasar, bir şirket için sonucun felaket olmamasını sağlar.

Ron de Bruijn, Riskonet Yönetici Ortağı

Yerel ofisler

ULUSLARARASI

Ron de Bruijn

Amsterdam
The Netherlands
+31 85 043 79 40
[email protected]

AMSTERDAM

Tom de Nooij

Amsterdam
The Netherlands
+31 85 043 79 40
[email protected]

ISTANBUL

Özlem Emgen

İstanbul
Türkiye
+90 533 21 12 051
[email protected]

KRAKOW

Leszek Golachowski

Krakow
Poland
+48 663 336 844
[email protected]

JOHANNESBURG

Chris Brits

Johannesburg
South Africa
+27 83 456 7424
[email protected]

SIDNEY

Janet Short

Coal Point (Sidney)
Avustralya
+61 (0)49 3868111
[email protected]

Scroll to top