Riskonet ortağı Ulrik Odén’den ‘tozlu mektuplar’ ve zehirli ürünlerin riskleri üzerine

17 Mayıs 2019

“Para verin yoksa ürününüze zehir koyarız.” Suçlular Belçika’da Jules Destrooper, Ferrero Rocher ve Lavazzo’nun sahiplerinin ve tüketicilerinin yüreğine korku salıyorlar. Bu tür şantajlara ve tozlu mektup tehditlerine cevap vermenin en iyi yolu nedir? Riskonet’in İsveçli ortağı Ulrik Odén bu konuda tecrübeli. Tavsiyesi şöyle: “Bu tür tehditleri tamamen engellemek mümkün olmasa da doğru hazırlık ile sebep olacakları kayıpları ve yansımalarını azaltabilirsiniz.”

Ulrik Odén özel şirketler, yerel yönetimler ve diğer kurumlara güvenlik danışmanlığı konusunda uzun yıllara dayanan bir deneyime sahip. 2001 yılında B.D.’de gerçekleşen, bir kısmı tehlikeli ve ölümcül Anthrax olan şüpheli toz madde bulunduran mektuplar silsilesi gerçekleştiğinden beri İsveç’li Ulrik, kendi ülkesindeki belediyelerin ve devlet kurumlarının güvenlik politikası geliştirmesine destek veriyor. Tehdit oluşturan mektuplar çok çeşitli olabileceği için bu kolay bir iş değil. Güvenlik servisleri bu yüzden bu tür mektupları kısaca ‘KBRNP mektuplar’ yani Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer ve Patlayıcı” olarak tanımlıyor.

Bu tür mektuplar ilk olarak 2001 yılında ortaya çıktığından beri dünyanın her yanında tehdit etmek için ve işleri sekteye uğratmak için kullanıldı. Odén, geçtiğimiz yıllar içinde sadece İsveç’teki kurumlara yollanan bu tür mektupların sayıları binlerle olmasa da yüzlerle ifade edildiğini belirtiyor. “Bazı tehditler yalnızca kurumun faaliyetlerini aksatmak veya belirli bir kişi, ürün veya politika ile olan hoşnutsuzluğu dile getirme amacı taşıyor. Ve neredeyse hepsinde bulunan toz zararsız olsa da üretimde aksama ve çalışanların zararlı maddelere maruz kalmış olduğu korkusu ile toplumun bir masraf olarak sonuçlanıyor.”

Kayıplar: 1.600 çalışan-işgünü

Kötü insanların yaptığı şeylerin yalnızca fabrikaların değil kimyasal tesislerin ve elektrik üretim tesislerinin operasyonlarını ciddi şekilde engelleyebileceğini ve sonuç olarak potansiyel kayıpların milyonlarca avroyu bulabileceğini hayal etmek güç değil. “Bu firmalar size bunu birinci elden anlatabilir,” diyor Odén. Gerçek bir örnek: “Çalışanlardan biri bir sabah işe geldiğinde posta odasından kendi ismine gelen bir mektup aldı. Mektubu bir toplantıya geç kaldığı için asansörde açtı, sonra masasına açık bir şekilde bıraktı. Geri geldiğinde masasında pudra şekerli bir çöreğin yenmiş gibi göründüğünü fark etti. Tozlu bir mektup aldığını ve onu açtığını anladığında ise bu tozun muhtemel yayılışı firma çapında bir soruna dönüştü. Tozlu mektup çalışanın kendi departmanında bulunmasına rağmen toz, potansiyel olarak tüm binayı asansör yoluyla dolaştı. Firma binayı tamamen boşaltmak zorunda kaldı ve bina iki gün boyunda kapalı kaldı, bu da 1.600 çalışan-işgünü miktarında hasar anlamına geliyordu! Ve tüm bunlar sonradan anlaşılacağı üzere zararsız bir madde yüzünden olmuştu.”

Bu tür kayıpları önlemek için ne yapabilirsiniz? Uzmanımıza göre tehditlerin oluşmasını önlemek fiilen mümkün değil. “Bu tür tehditleri görmezden gelemezsiniz; atacağınız tüm adımları maddenin gerçek olduğunu varsayarak atmalısınız. Ancak, yapabileceğiniz şey sonuç olarak meydana gelecek hasarı sınırlamak. Bazı firmaların ana ofislerinden uzakta ayrı bir posta tesisine yatırım yaptığını biliyorum. Bu da KBRNP mektuplarla tüm firmayı günlerce kapatmadan ayrı bir ortamda ilgilenmeyi mümkün kılıyor. Zararlı maddenin binaya yayılmasını önlemek için bu posta tesislerinde ayrı bir havalandırma sistemi kullanılıyor.” Odén aynı zamanda resepsiyon ve posta odası çalışanlarını şüpheli paket veya mektupları belirleyebilmeleri için eğitim almalarını öneriyor.

Tüm tehditleri ciddiye alın

Kötü niyetli insanların firmaların ürünlerini sabotaj söylemleriyle tehdit etmeleri ise apayrı bir durum. Tehdidin, sonunda yanlış alarm olduğu ortaya çıksa da bu durum çok yüksek miktarda kayıplara yol açabilir. “Tüketicilerin sağlığını tehdit edişinin yanı sıra bu tür tehditler Jules Destrooper ve Ferrero Rocher gibi firmaları itibarlarını zedeleyebilecekleri riskli bir duruma sokuyor. Bir tehdit yapıldığı an halk o firmanın ürünlerini satın almamaya veya tüketmemeye kara verebilir,” diye açıklıyor Odén, ardından bu tür tehditlerin ilk ve en çok bilineninin İsrail portakallarıyla alakalı olduğunu söylüyor. 1978 yılında Arap Devrimci Ordusu Filistin Komutası diye bilinen bir grup, İsrail ekonomisine zarar vermek amacıyla İsrail’den gelen portakallara cıva şırınga ettiğini iddia etmişti.

“Dalgalar halinde gerçekleşir,” diye devam ediyor Ulrik Odén. ”Bazen aylarca veya yıllarca hiç ses çıkmaz, ve sonra ilk tehdit mektubu veya şantaj girişimi diğerlerini – taklitçileri – aynısını yapması için cesaretlendirir.” Tavsiyesi, tüm tehditleri ciddiye almak, polis ile iletişime geçmek ve üretim noktalarınıza olan erişimi mümkün olduğunca güvenli hale getirmek.

Bir güvenlik planı oluşturun

Bir kişi hayal edilemeyen ve istenmeyen olaylar için nasıl hazırlanabilir? “Bir plan oluşturun,” diyor Ulrik Odén. “Öncelikle, firmanızın tehdit ve şantaj girişimleri için potansiyel bir cazibesinin olduğunun ve sizin de bir hedef olabileceğinizin farkına varın. Özellikle, tehditlerin hisse fiyatlarını hızla etkileyebileceği halka açık firmalara, bir politika yaratmaları ve uygulanacak prosedür ve protokolleri geliştirmeleri tavsiye edilir – hatta, bir ölçüde bu bir zorunluluktur.”

“Güvenlik unsurlarınızı iyice inceleyin: attığınız adımlar erişimi engelleme konusunda su geçirmez mi? Davetsiz misafirlerin girişini engelleyecek unsurlara yatırım yapın. Aynı zamanda tehditlerin içeriden de gelebileceğini unutmayın. Kırgın bir çalışan, bir üretim noktasında kimseye görünmeden tehdidi gerçekleştirebilir. Kötü niyetli kimseler ürünlerinizi dükkan raflarında sabotaj edebilir veya zehir bulaştırabilirler.”

Kişilerin güvenliğini önceliğiniz yapın

Elinizden geleni yapmanız durumunda bile gerçekleşirlerse ne olur? “Meseleyi ciddiyetle ele alın, gerçek bir kriz gibi. Tesislerinizi boşaltmaya hazır olun. Krizi en yüksek seviyeden ele alın – ve en azından, hangi adımların atılacağını çok iyi bilen bir kriz yönetim ekibinizin olduğundan emin olun. Krizler yönetilmelidir, böylece dünyanın geri kalanına ne yaptığınızı bildiğiniz ve çalışanlarınızın ve müşterilerinizin güvenliğinin önceliğiniz olduğu mesajını iletmiş olursunuz.”

The secrets of water mist as an extinguishig agent

“Bu tür durumlarda hissedarlar ile iletişim başlı başına bir sanat dalıdır. Ayrıca, gerçeğine en iyi şekilde hazır olmak için bir krizin provasının yapılması çok önemlidir. Firmanız veya firmanızın ürünleri tehdit ediliyor veya tehdit etmek için kullanılıyorsa polis ile yakın bir işbirliği içinde olmalısınız. Bu tür krizleri pozitif bir sonuca ulaştırmak için en iyi donanıma sahip olan onlardır. Ve bir şey daha: şantajcılara asla ödeme yapmayın. Bir kez ödediniz mi bunu defalarca kez daha yapacağınız pratikte garanti altına alınmış olur.”

Kısaca, Ulrik Odén şöyle özetliyor, “Firmalar boksta kullanılan bir prensibi benimsemeliler: yumruk yemekten kaçış yok ancak, yine de kendinizi savunmak için bir strateji geliştirmelisiniz. Bu da hazır olmak için bir plan, bir fikir, risklerin farkında olmak, tehditleri ciddiye almak ve çalışanlarınızı eğitmek anlamına geliyor. Tavsiyem, ‘Gardınızı düşürmeyin’ olur.”

Hazırlıklı olun!

Tozlu mektuplar ve şantajla bağlantılı risklerinizi etkili şekilde indirgemek ve aynı zamanda potansiyel kapanmaları en aza indirmek mi istiyorsunuz? Hazırlıklı olun! Riskonet yerleşkenize gelen posta ve malların taranması ve idaresi için etkili süreçler ve prosedürler yaratmanızda uygulama kılavuzu ve destek sunuyor. Bu da şu konularda yardım anlamına geliyor:

  • Politika ve yönetmelik yaratma
  • Gelen posta ve malların güvenli yönetimi için prosedürler
  • Posta odası süreçlerini inceleme ve gerçekleştirme
  • Güvenli bir posta tesisinin güncellemek ve/veya genişletmek için tavsiye
  • Belirli kriz provaları ve Kriz Yönetimi Ekipleri için tatbikatlar

Yerel ofisler

ULUSLARARASI

Ron de Bruijn

Amsterdam
The Netherlands
+31 85 043 79 40
[email protected]

AMSTERDAM

Tom de Nooij

Amsterdam
The Netherlands
+31 85 043 79 40
[email protected]

ISTANBUL

Özlem Emgen

İstanbul
Türkiye
+90 533 21 12 051
[email protected]

KRAKOW

Leszek Golachowski

Krakow
Poland
+48 663 336 844
[email protected]

JOHANNESBURG

Chris Brits

Johannesburg
South Africa
+27 83 456 7424
[email protected]

SIDNEY

Janet Short

Coal Point (Sidney)
Avustralya
+61 (0)49 3868111
[email protected]

Scroll to top